Miraç,  arınma ve Allah’a yükseliştir. Bunun yolu da heveslerden, hırs ve intikam duygularından, öfke ve gazaptan, kibir ve gururdan vazgeçmektir.

Miraç Kandili vesilesiyle Veda Hutbesi’nde kadınların haklarını gözetmemizi, bir müslümanın malına ve hakkına göz dikmemeyi, ayrımcılığı bırakmayı öğütleyen Hz. Peygamber’i anarken; “Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız” mirası ortadayken, insanlara sokak ortasında zulmeden, istişare yerine dayatmayı tercih eden, başkalarının haklarını yok sayan, herkesin hayatına karışmaya çalışan, öfke ve kibirle konuşup, diğer insanlara çapulcu, alkolik, ayyaş diyen zihniyeti de hep birlikte kınamalıyız. Zalimlere karşı sessiz kalmak, zulmün karşısında suskun ve mazlumlardan uzak durmak, Miraç gerçeğini de hiç anlamamak demektir.

Bu duygularla  Miraç Kandilinizi kutluyor, Atatürk’ün “Bizim dinimiz en tabii ve mâkul dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dînin tabii olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lâzımdır. Bizim dînimiz bunlara tamamen uygundur” sözü ışığında, her türlü zalimlikten uzak, insanların birbirine sevgi ile sarıldığı, devlet yönetiminde sağ duyunun egemen olduğu, tüm insanların özgürlüğü ve mutluluğu hissettiği günler diliyorum.

Saygı, Sevgi ve Dostlukla,
Umut Oran

Print Friendly, PDF & Email