TÜİK'in Açıkladığı Son Dış Ticaret Verileri İle İlgili Açıklama

 
“Bugün Türkiye’nin 90 milyar dolarını, Hasan ile Mehmet değil, Hansel ile Gratel yiyor”
 “Tarımda ihracat yüzde 2,7, ithalat ise yüzde 45 arttı”
 “Tarımda üretim çöktü ithalat patladı”
 “Çiftçiye destek yok vergi çok”
 ANKARA
CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, TÜİK tarafından açıklanan son dış ticaret istatistiklerini yorumlarken, Türkiye’nin 10 ayda 90 milyar dolar ticaret açığı verdiğini belirterek, “Bugün Türkiye’nin 90 milyar dolarını, Hasan ile Mehmet değil, Hansel ile Gratel yiyor Geçen yıl, Ocak – Ekim ayı döneminde 55 milyar dolar açık vermişiz, bu sene 90 milyar dolar. Diğer yandan bakıyoruz Ekonomi Bakanı  ‘rekor kırdık, uçuyoruz’ diye açıklama yapıyor. Rekor kırdık o doğru, Cumhuriyet tarihinde 10 ayda 90 milyar dolar dış ticaret açığı verilen başka bir dönem yok. Yani Ekonomi Bakanı’nın neyi kutladığını anlamak çok güç. 90 milyar dolar açık veriyoruz diye sevinmek, dükkanı batıyor diye mutlu olan esnafa benziyor” dedi. İhracatın, ithalatı karşılama oranının yüzde 55,3’e düştüğünü belirten Oran, “Bu rakamlar aynı zamanda milyonlarca yurttaşımızı ilgilendiren tarım sektörünün de kırmızı alarm verdiğini ortaya koyuyor. Rakamlar gösteriyor ki çiftçimize destek yok ama vergi çok. Girdiler sürekli artıyor ama ürün fiyatları giderek düşüyor. Tarımda  üretim çökmüş, ithalat patlamış, artık bu ortamda Türkiye için yeni bir kırsal kalkınma planına, yeni bir oyun planına ihtiyaç olduğu aşikar biçimde ortadadır. Tarım, hayvancılık, ormancılık, su ürünleri bir bütün olarak ele alınmalı. Ancak bu şekilde Anadolu insanının güzel ülkemizin bereketinden daha fazla yararlanması sağlanabilir” diye konuştu.
Umut Oran’ın TÜİK’in açıkladığı son dış ticaret verileriyle ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:
“TÜİK tarafından açıklanan rakamlara göre ihracat Ocak – Ekim döneminde geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 20 oranında artmış. Bu güzel bir gelişme. Ancak madalyonun bir de öteki yüzü var. Aynı dönemde ithalat, bir önceki yıla göre  yüzde 36,3 arttı. Yani ihracat geçen yıla göre 1 arttıysa, ithalat 2 arttı. Türkiye 10 ayda 90 milyar dolar ticaret açığı verdi. Bugün Türkiye’nin 90 milyar dolarını, Hasan ile Mehmet değil, Hansel ile Gratel yiyor. Bu zenginlik Türkiye’nin cebinden çıktı, şimdi keyfini başkası sürüyor.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
İhracatın, ithalatı karşılama oranı ne oldu? Geçen yıla göre 7,4 puan azalarak, yüzde 55,3 oldu. Bu Türkiye açık veriyor, gemi su alıyor demek. Şimdi herkese soruyorum, bizim bir dükkanımız var, kara kaplı defterde sürekli açık gözüküyor. Harcamamız gelirimizden fazla. Bu açığı nasıl kapatacağız? İşte bu soru yüzünden Fitch notu kırdı. Türkiye derin bir cari açık krizi ile karşı karşıya. Bu krize çözüm üretmesi gereken hükümetinse aklı başında değil.
Geçen yıl, Ocak – Ekim ayı döneminde 55 milyar dolar açık vermişiz, bu sene 90 milyar dolar. Diğer yandan bakıyoruz Ekonomi Bakanı  ‘rekor kırdık, uçuyoruz’ diye açıklama yapıyor. Rekor kırdık o doğru, Cumhuriyet tarihinde 10 ayda 90 milyar dolar dış ticaret açığı verilen başka bir dönem yok. Yani Ekonomi Bakanı’nın neyi kutladığını anlamak çok güç. 90 milyar dolar açık veriyoruz diye sevinmek, dükkan batıyor diye mutlu olan esnafa benziyor.
Rakamlara baktığımız zaman bir başka büyük sorun daha var: Milyonlarca yurttaşımızı ilgilendiren tarım sektörü kırmızı alarm veriyor. Nereden anlıyoruz bunu? Çünkü Türkiye Ocak-Ekim 2011 döneminde 3 milyar 998 milyon dolarlık tarım ürünü ihraç ederken, 7 milyar 615 milyon dolarlık tarım ürünü ithal etti. Yani yaklaşık olarak 1 Dolarlık tarım ürünü ihracatına karşılık 2 dolarlık tarım ürünü ithal etti.
Tüm dünyaya buğday satan, elma satan, patates satan Türkiye gitti, kendi kendini bile doyuramayan, dışarıdan bu malları almak zorunda kalan bir ülke geldi. Çok ilginç, 2011 yılının ilk on ayında tarım ürünü ihracatı yüzde 2,7 artarken, tarım ürünü ithalatı yüzde 44,9 arttı. Yani tarım bitiyor, tarım sektöründeki vatandaşlarımız da işsizler, yoksullar ve yoksunlar ordusuna katılıyor.
AB bütçesinde tarıma yüzde 36 pay ayrılıyor, bu konuda verdiği önemi gösteriyor.  Hükümetin ise uyguladığı politikalar nedeniyle Türkiye’de tarım sektörü can çekişiyor. Mesela 2005 yılında 21 milyon 500 bin ton buğday üretilmiş, 2010’da 19 milyon 660 bin. 2005 yılında 600 bin ton nohut üreten Türkiye gitmiş 2010 yılında 531 bin ton nohut üretmiş. 2005 yılında 135 bin ton tütün üretiyormuşuz, 2010 yılında sadece 52 bin. En önemli sanayi bitkilerinden pamukta bile üretimde düşüş var. 2 milyon 240 bin tondan 2 milyon 150 bin tona düşmüşüz. Demek ki tarımsal üretim azalıyor, tarımdan geçinen milyonlarca insanımız da fakirleşiyor.
Hükümet’e diyorum ki, bu işi çözsünler. Eğer bu işi çözemiyorlarsa, CHP’nin seçim bildirgesine bir baksınlar.  Acilen tarımsal üretimde kullanılan tohum, gübre, mazot, tarım ilacı, elektrik gibi girdilerin yüksek maliyetlerinin aşağı çekilmesi gerekiyor. Tarım ve çiftçiyi desteklemek amacıyla, mazotta ÖTV ve KDV’yi kaldırarak, mazot fiyatını 1,5 TL’ye çekmek zorundalar. Soruyorum tarıma dayalı sanayileri geliştirerek, Küçük Ölçekli Tarımsal Sanayi Siteleri, Organize Tarım Bölgeleri ve Organize Tarımsal Sanayi Bölgeleri kurmak için, Fındık borsasını Karadeniz’de oluşturmak, Fiskobirlik’i yeniden ayağa kaldırmak için daha neyi bekliyorsunuz? Bizim çözüm önerilerimizi aynen uygulasınlar, tarım sektörü kazansın, Türkiye kazansın, hepimiz kazanalım.”