İletişim Koordinatörlüğü ( Ankara ) – CHP Genel Başkan Yardıımcısı Umut Oran 2011 yılı bütçesinin bir seçim bütçesi olduğunu belirtti ve “Sayın Erdoğan tarım sektöründe çalışanlar için 12 Eylül işkencecisi gibidir.” dedi.
Yazılı bir açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran 2011 bütçesi, vergi ve SSK affı ile uygulamalar konusunda şunları söyledi;
“Gündeme alınan vergi ve SSK alacaklarının tahsiline ilişkin düzenlemede gerçek farklıdır, .aslında AKP’nin seçim için kaynak yaratma girişimidir.
AKP gecikmiş vergi ve ssk alacaklarını affediyorum diyerek Kobilere şirin görünmeye çalışmaktadır.
Vergi ve prim ödemelerinin yapılamamasının nedeni 2008 ve 2009’da küçülen ekonomi ve bugüne kadar kamu alacaklarının tahsilininde enflasyon oranının iki katına kadar uygulanan faiz politikasıdır.
Seçim harcamaları olarak bazı bütçe kalemlerindeki geçen yılın bütçesine göre olan artışlar önemlidir. Bu artışlar şöyledir;
- Cari transferler olarak nitelendirilen kalemler içerisinde yer alan mahalli idarelere yapılan yardımlardaki artış oranı yüzde 41.
- Sağlık, emeklilik ve sosyal güvenlik kurumlarının açıklarına yönelik harcamalardaki artış oranı yüzde 8,3.
- Beldes ve köydes bütçelerindeki artış oranı yüzde 80,3.
- Sosyal yardım ve dayanışma fonuna ayrdaki artış oranı yüzde 12,8.
- Tarım destekleri için ayrılan kaynaklardaki artış oranı yüzde 78.
Bu gerçekler ışığında özellikle belirtmek istiyoruz ki CHP Halkın refah düzeyini artıran her türlü düzenlemeyi desteklemektedir. Ancak AKP’nin şu anda yaptığı bu değildir
AKP tarım ve hayvancılık sektörünü sekiz yılda tasfiye etti.
Et fiyatlarının kg’da 40 tl’ye dayandığı bugünlerde nihayet her kesim bu iddiamızın doğru olduğunu anladı. Şimdi tarım sektörüne destekleri artırarak onurlu çiftçimizi kandırmak istiyor.
Hiç bir çiftçi sekiz yıldır kendisine dayak atan AKP ve onun lideri Erdoğan’ın, bugün yanağını okşamasına kanmayacaktır. Çünkü seçim sonrası dayak yine başlayacaktır.
Sayın erdoğan tarım sektöründe çalışanlar için 12 eylül işkencecisi gibidir.
CHP İktidara geldiğinde bütçeyi şeffaf hale getirecek ve mali kuralı hayata geçirerek rüşvetçi bütçe değil, sosyal devlet bütçesi yapacaktır.”
DEMOKRASİ VARmış !
Var mı gerçekten ?
Hemen hergün gerçek demokrasinin olmadığını kanıtlayacak örneklere rastlamıyor muyuz ?
Ya da kendimiz yaşayarak deneyimlemiyor muyuz ?
Öğrenciyseniz ve okulda tepkinizi gösteriyorsanız karşılığında ya coplanıyorsunuz ya da bir biçimde ceza alıp okuldan uzaklaştırılıyorsunuz .
Resmi bir işte çalışıyorsanız işinizi kaybetme kaygısıyla zaten rahatsızlık duyduğunuz konulara pek sesinizi çıkartma şansınız yok..
Yazılarınızla, katıldığınız panellerdeki konuşmalarınız ya da meydanlardaki söylevlerinizle geniş kitleleri etkileme gücünüz varsa bunun önünü kesmek için bir biçimde nasıl olduğunu anlamadan bir olaya eklemleniyorsunuz ve neden suçlandığınızı tam olarak bilemeden aylarca ve hatta yıllarca hapis yatıyorsunuz…
Benim gibi sıradan bir yurdum insanıysanız ve ülkenizde olan biteni takip edip sorguluyor, yeri geldiğinde uygun bulduğunuz platformlarda birkaç cümle görüşlerinizi paylaşmaya kalkıyorsanız bunun için bile tepki alabiliyorsunuz..bu görüşlerinizin karşısında biri çıkıyor ve hastalıklı bir ruh haliyle olanca kinini size kusabiliyor.
Ve şimdi burada bunları neden yazıyorum ?
Burada zaman zaman paylaşımda bulunmanın yanı sıra aynı zamanda facebook üzerindeki UMUT ORAN grubunda da paylaşımda bulunmaya çalışıyorum..
Bugün televizyondan Meclis’te süren 2011 Bütçe Tasarısı Görüşmelerini izlerken arka arkaya ve adeta başka bir alemden seslenircesine kurulan cümleleri duyduğumda ister istemez gülümsedim ve önce Umut Oran grubunda daha sonra da Kemal Kılıçdaroğlu grubunda bu konuşmalarla ilgili an’lık duygularımı paylaşmak istedim ve aşağıda buraya da aldığım, birkaç satırı geçmeyen görüşlerimi yazdım..yazdıktan kısa bir süre sonra ise özelden çirkin, hoş olmayan bir yazı aldım. Ben o yazıyı buraya almayı etik bulmuyorum..bana saldıran kişinin özelden değil gruptaki yazıya cevaben yazabilme cesaretini göstermesini dilerdim ..yazı bile denilemeyecek notum şuydu ;
‘’ Şu anda TRT3 ‘te canlı yayınlanan 2011 Bütçe Tasarısı Görüşmeleri’nden bir cümle ;
Kriz sonrası ülke dimdik ayaktaymış !
Tarihi bir başarıya imza atmışlar..bunu da kulağımıza küpe olarak takıyorlarmış 🙂
aynen cümle budur…
Dinlerken insan mizahi bir program dinliyor gibi bir hisse kaplıyor..komedi..
Biz başka bir ülkede mi yaşıyoruz, bu cümleleri kuranların ruh hali nedir ?
Nerede yaşıyorlar ?
Sorular böyle uzayıp gider..bakalım daha neler söylenecek..izlemeye devam 🙂 ‘’
Evet demokrasiden bahsediliyor ama anlaşılıyor ki birkaç cümle karşıt görüşe dahi tölerans gösterememe noktasına gelinmiş !..
Oysa ki gerçekten DEMOKRASİ olan bir ülkede bu paylaşımdan daha doğal bir durum olmamalıdır öyle değil mi ?
Çünkü ben de bu ülkenin bir bireyiyim ve bu ülke için atılan her adımda, alınan her kararda söz söyleme hakkım olmalı !..
Ama görünen o dur ki şimdilik böyle bir hakkımız yok !..
Dünkü izlenimlerimi paylaşmak için 2011 Bütçesi ile ilgili başlığı seçmiştim ama daha çok yazdıklarım her birimizin çeşitli alanlarda ne denli antidemokratik uygulamalarla karşı karşıya kaldığımıza ilişkin görüşlerim ekseninde sürmüştü. Oysa öte yandan herşey yolunda gibi sunulan , ‘’Kriz sonrası ülke dimdik ayakta ! ‘’ söylemlerinin yanı sıra bir çoğumuzun yaşamını allak bullak eden kriz sürecinde yaşanan yadsınamaz gerçekler var..
Söylemlerde güllük gülistanlık gibi sunulan, herkesin mutlu, mesut yaşadığı bir ülke tarif ediliyor.
Bütçe tasarısı görüşmeleri sırasındaki bu mizahi yanı öne çıkan söylemler ile şaşırmaya ve acı acı gülümsemeye devam ediyoruz..
O zaman ben kendime soruyorum ”herşey yolunda madem neden ben şu anda işsizim ? ”diye..
Sektörde alanında kurulan ilk iki şirketten birinde çalışıyordum ve bu süreçte bu köklü, eski şirket iflas etti ve ben işsiz kaldım. İşsiz kaldığımdan bu yana da iş arıyorum ancak henüz bir iş bulabilmiş değilim..ama başbakanımız yeni mezun olmuş gençlere bile ”her üniversite bitiren iş bulacak diye bir şey yok” demişti ..ben de ne diyorum ?
Türkiye’de sadece 28 bin hesabında belli bir limitin üzerinde para olan mudi varmış !..
Yani mutlu azınlık !..
Yani onların deyimiyle krizde dimdik ayakta kalanlar !..
Ülkede gelir dağılımının ne denli adaletsiz olduğunu anlamak için bu verilere bakmak yeterli..Bütçe görüşmelerinde istediğiniz kadar allaya pullaya anlatın bu gerçekleri değiştiremezsiniz.
Mutlu azınlık ile yaşamsal sorunlarıyla boğuşan çoğunluk arasındaki makas süslü sözlerle kapatılamayacak kadar çok açılmıştır.