Posta Gazetesi – Hakan Çelik

Umut Oran’ı yıllardır takip ediyorum. Dürüst ve başarılı bir iş adamı kimliğiyle bugüne kadar önemli başarılara imza attı. Türkiye için yararlı projelerin içinde oldu. Uzun yıllar ihmal edilen Anadolu’ya daha fazla yatırım yapılması için uğraştı…
Umut Oran bundan üç-dört yıl önce ölen köpeği Oskar için Hürriyet Gazetesi’ne verdiği “veda ve teşekkür ilanı” ile de pek çok hayvanseverin kalbini kazanmıştı. CHP’nin yeni döneminde hızla yükselerek genel başkan yardımcılığına getirilen Umut Oran ile Ankara’da bir araya geldik ve gündemdeki gelişmeleri konuştuk.

Umut Oran, referandum tartışmasıyla Türkiye’nin gereksiz ölçüde meşgul edildiği ve çok zaman kaybettiği görüşünde. Tarım ve hayvancılık konusunda Anadolu’da karşılaştığı manzaranın kendisini endişelendirdiğini anlatan Oran, reel sektör ve üretimin Türkiye’nin önceliği olmamasından şikayetçi. Kolunun altında dosya ve raporların bulunduğu kabarık bir dosya ile dolaşan Umut Oran ekonomik krizin Türkiye’yi Yunanistan’dan bile daha kötü etkilediğini savunuyor.
Aktif siyasete iddialı bir giriş yapan Umut Oran’ın farklı konulardaki sorularıma verdiği yanıtları özetle aktarıyorum:
Partide eski ve yeni yönetim arasında bir çekişme var mı?
AK Parti iktidarı devletin tüm kurumlarıyla oynuyor. Bu süreçte CHP’ye de el attılar. Kaset komplosu bu şekilde ortaya çıktı. İktidara yürüyen bir CHP gördükleri için bu yollarla zarar vermeye çalışıyorlar. Bugün parti içinde, kesinlikle eski ve yeni yönetim arasında bir kavga yoktur. Eski yönetim laiklik, demokrasi, hukuk ve değerler adına önemli bir mücadele yürüttü. Sayın Baykal liderliğinde CHP reaktif bir siyaset yapmıştır. Belki proaktif olamamıştır, proje ortaya koyamamıştır, çözüm üretememiştir. Bugün reaktif, yani değerlere sahip çıkan ama aynı zamanda çözüm ve proje de üreten bir siyaset anlayışı var. Bu dönem aday olduğumuz nokta halkın iktidarıdır. Bu nedenle Anadolu’yla buluşmak için çok uğraşıyoruz. Son dönemde 300 miting yaptık. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Facebook’taki takipçilerinin sayısı bir milyona ulaşıyor.
Terörün bitmesi için yapılabileceklerin bir sınırı var mı?
Kanın durması için biz devletin her türlü çalışma yapabilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ama bunun için önce parlamentonun ortak irade göstermesi gerekirdi. Terörle ilgili süreç siyaset malzemesi olarak kullanıldı. Başbakan Tayyip Erdoğan, PKK ile bizi aynı safa koydu. Böyle bir suçlama kabul edilebilir mi?
Referandumdan ne çıkacak?
Halkın gerçek gündem ve önceliği bu değil. İnsanlarımızın kafası karışık. Kararsızların oranı hâlâ yüzde 15’lerde. Türkiye daha önceki hiç bir anayasa değişikliğinde bu kadar kutuplaşmamıştı. Daha çok demokrasi vaat ettiği söylenen bu değişiklik, demokratik bir yolla yapılmadı. Parlamentoda mutabakat sağlanmadı. Hükümet, kendi yargıçlarını hukuk kurumlarına taşıma derdinde. Çünkü dokunulmazlıkları olmasa pek çok alanda suçlu sayılabilecekler.
KPSS krizi için ne düşünüyorsunuz?
Son sekiz yılda sürekli sistemler değişti. Eğitim sistemi özelleşiyor, paralı eğitime dönüyor. KPSS olayı, devletin güvenilirliğini zedeledi. Bunu maalesef sağlık ve güvenlik sistemlerinde de görüyoruz. Hükümetin kendi mutfağında hazırlayıp ortaya attığı politikalar devletin önemli kurumlarını yıprattı.
Bedelli askerlik önerilerini destekliyor musunuz?
Böyle ciddi konularda hükümetin tutarlı davranması gerekiyor. Kendi içlerinde bir mutabakata varıp parlamentoya getirmeleri gerekir. Fikir birliğine varmadan çelişkili açıklamalar yapmaya başladılar. CHP olarak bizim bu konuda henüz bir çalışmamız yok. Çelişkili hususlar ortadan kaldırılırsa bir çalışma yaparız.

Print Friendly, PDF & Email