Hükümetle yapılan toplu görüşmeler farklı memur sendikalar ile değil adeta hükümet ile onun sendikası (MEMURSEN) arasında yapılmaktadır. Bu sendikanın üye sayısının 50 binden bu hükümet döneminde 900 bine çıkması bu yargımızın kanıtıdır.
Hükümetin memurlarla gerçekte memurların istediği yönde  bir anlaşma yapması  ülkede AKP’nin  bugüne kadar yürüttüğü işçi-memur karşıtı politikalar ve kontrolünde olmayan sendikalara karşı bakış açısı nedeni ile mümkün değildir.
Bunun en açık kanıtı AKP iktidarı döneminde Türkiye’de sendikalaşma oranının  hızla düşmesidir. Türkiye’de 2001 yılında sendikalaşma oranı yüzde 68,45 iken 2008 yılı sonunda yüzde 59,88’e geriledi. Krizin etkisi ile bu oranın 2009 yılında daha da düştüğünü ve yüzde 50’lere gerilediğini tahmin ediyoruz.
Yine 2001 yılında bu ülkede toplu sözleşme yapan işçi sayısı 775 bin iken AKP döneminde bu sayı en fazla 2007 yılında 466 bin oldu.
AKP iktidarı sendikasızlaştırmayı ya da kendisinin perde arkasında yönettiği sendikalar istemektedir.
Şu anda yapılan toplu sözleşme pazarlığı değil toplu görüşmedir. AKP’nin yeni anayasa paketinde gerçekte toplu sözleşme yoktur. Çünkü grev hakkının olmadığı yerde toplu sözleşme olmaz.
Memurlar kararlarında yargı yolu kapatılan, Hükümetin atayacağı bir uzlaştırma kuruluna mahkum edilmektedirler. Bu ANAYASA paketi ile memurlar tümü ile AKP’nin insafına bırakılmaktadır.
CHP iktidarında yapılacak yeni özgür ve cumhuriyetin özüne inen anayasa ile memurlara grevli toplu sözleşme hakkı verilecektir. Bundan dolayı KESK’in verdiği mücadeleyi destekliyoruz. Ancak referandum sonrada hiçbir şeyin değişmeyeceğini söylüyoruz. Tüm memur ve işçiler, haklarına ancak CHP iktidarında ulaşacaklar. İşçi sınıfı bu ülkede grevli toplu sözleşme hakkının kendilerine daha 1960’lı yıllarda CHP iktidarı tarafından sağlandığını unutmadılar.
İşçi ve memur kardeşlerimizden ANAYASA REFERANDUMUNA HAYIR demelerini ve 12 Eylül öncesinde Hükümetin gizli pazarlık oyunlarına BOYUN EĞMEMELERİNİ bekliyoruz.

Print Friendly, PDF & Email