(12 Haziran 2009) Umut Oran, hükümetin son açıkladığı teşvik paketi ile ilgili gazetemize yaptığı açıklamada, “Türkiye’ye böyle bir teşvik oluşturan AKP’yi kınamak lazım” dedi.
Umut Oran gazetemize yaptığı açıklamanın ikinci bölümünde, illerin kalkınma planlarının hangi şartlara bağlı olarak belirlendiğini ve teşvik planın hangi şartlar içinde olması gerektiğini konuştuk. Oran yaptığı açıklamada, “Türkiye’ye böyle bir teşvik oluşturan AKP’yi kınamak lazım”dedi.
BU TASARIYA DİKKATLİ BAKILDIĞINDA, ESASINDA 1. BÖLGEYE HERHANGİ BİR TEŞVİK YOK
Oran açıklamasının başında, illerdeki kalkınma planları ile ilgili şu açıklamayı yaptı: “Bu tasarıya dikkatli bakıldığında, esasında 1. Bölge’ye herhangi bir teşvik yok. Benim hükümete önerdiğim teşvik tasarısı şu idi: istihdam odaklı ihracat hedefli sektörel kümelenmelerle, bölgesel kalkınma yaratacak bir teşvik politikası. Bu şu anlama geliyor. Bizim il gelişme planlarımız var. 2004–2006 yılları arasında her il ön ulusal kalkınma programı çerçevesinde valilik nezdinde, il gelişme planı hazırlar. Valilik bu çalışmaları hazırlarken, yerel yönetimler ticari ve sanayi kurumlarla meslek örgütleri ile ortak çalışmalar yaptı. O ilin, il olduktan sonra en etkin sektörleri tespit edildi ve bundan sonraki süreçte potansiyeli en yüksek, sektörler bilimsel anlamda tespit edildi. Devlet planlama teşkilatına bunlar gönderildi.”
KARDEŞ İLLER DÜŞMAN OLMAYACAKTI
Uygulanan teşvik paketi ile iller arasında ticari düşmanlığın derinleşeceğinin altını çizerek, açıklamasına Oran şu sözlerle devam etti: “Her ilde öne çıkan 5 sektör oldu. Örnek veriyorum. Bolu’da turizm, kanatlı sektör, ağaç ve orman sanayisi, saçaklı orman sanayi pişiriciler, buna ilave olarak belki taşımacılık diyebilirsiniz, deri ve tekstil deri ve konfeksiyon diyebilirsiniz. Hükümetin her ilde öne çıkan sektörlerin devamlılığını sağlayabilmek için üzerilerindeki vergi yüklerini alacaktı. İstihdamdaki vergi yüklerini alacak, yeni yatırımlar için ek teşvik verecekti. Aynı zamanda enerji desteği verecekti. Böyle düşündüğünüz zaman, Türkiye’de kimsenin kimse ile sorunu olmayacaktı. Kardeş iller düşman olmayacaktı. Düzce’de, Çankırı’da, Kastamonu’da, Bolu’da önemli sektörlerinde teşvik verecekti.”
BU TABLONUN BİR BİLİMSEL YA DA YASAL DAYANAĞI DA YOK
Hükümetin teşvik paketinde bilimsel ve yasal dayanakların dışında tespitlerin yapıldığını belirten Oran, “Hükümet teşvik paketinde öyle bir tablo çıkarmış ki, bu tablonun bir bilimsel ya da yasal dayanağı da yok. Ne Devlet Planlama Teşkilatı’nın 9. Kalkınma Planı’nda ülkeyi bu şekilde bölebiliyorsunuz, ne de Avrupa Birliği normlarında ülkeyi böyle bölebiliyorsunuz. Az gelişmiş bölgelerde Orta Karadeniz Bölgesi ile Güneydoğu’yu aynı kefeye koymuş. Hiçbir mantıksal, matematiksel, hukuksal, yasal karşılığı yok bu bölmenin. Tamamen AKP’nin siyasi bir teşvik yasasıdır” dedi.
TEŞVİK YASASI AVRUPA BİRLİĞİ’NE ŞİKÂYET HALİNDE GERİ DÖNER
Oran açıklamasının devamında, teşvik paketinin Avrupa Birliği’ne şikâyet durumunda yapılacak uygulamadan geri dönülebileceğini şu şekilde ifade etti: “Bir başka problem, bu teşvik yasası Avrupa Birliği’ne şikâyet halinde geri döner. Bu teşvik yasası Dünya Ticaret Örgütü’nden geri döner. Çünkü siz Avrupa Birliği’ne üye bir ülke olarak, Dünya Ticaret Örgütü’ne bir üye olarak, herhangi bir sektörü teşvik edemezsiniz. Son derece yanlış son derece hatalı, son derece ülkenin geleceğine zarar verici bir teşvik yasası. Biz Bolu olarak da gerçekten, bu teşvikte sorun yaşayacağız. Gerçekten gazetenizde güzel bir başlık atmışsınız, hakikaten bu teşvik yasası Bolu’yu teğet geçti. Yatırım açısından da bakıldığında Bolu’nun yatırım beklememsi lazım. Mevcut yatırımları da zaten yerel yönetimlerin tavrı, yatırımcıyı istemiyorum gibi bir takım ifadeler oluyor genelde. Bolu’da istihdam yaratan firmalar da teşvik bölgelerine gidecektir.”
MİLLETVEKİLLERİNİN BU DURUMUN DEĞİŞMESİ İÇİN MÜCADELE ETMELERİ LAZIM
Oluşturulan teşvik paketinin yeniden değerlendirilmesi için Bolu milletvekillerinin bu konuda çaba sarf etmesi gerektiğini belirterek; “Bu duruma itiraz etmek gerekir. Yine mahkeme yolu ile itiraz edilebilir. Halka bu durumun iyi anlatılması lazım. Son 7 yıldır AKP iktidarı var ülkede. Üç tane AKP’li milletvekilimiz var. 5–6 yıldır AKP’li bir Belediye Başkanı ili yönetiyor. Bu kadar AKP’nin iktidarında, bu kadar AKP yöneticileri tarafından yönetilen Bolu’da bu kadar göz ardı edilme olmaması lazım. Bu konuda çok ciddi göz ardı var. İhmal var. Bir anlamda bu sonuçlar çok kötü. Türkiye için de çok kötü. Ama Bolu için çok daha kötü. Vatandaşın bu konuda bilgi sahibi olması lazım. Biz bu ile yatırım gelmesini istemiyor muyuz? “Zengin olmak daha iyi canım fakir olmak mı daha iyi” ifadelerinin halka iyi anlatılması lazım. İlimizde halkın bu konuda bilinçlendirilmesi için, sivil toplum örgütlerine çok ciddi anlamda görevler düşüyor. Tekrar itiraz etmek lazım. Milletvekillerinin bu durumun değişmesi için mücadele etmeleri lazım. Hakikaten çok üzücü bir durum. Başbakan partisine AKP denilmesine kızıyor ama, bu durumda tam da adaletsizlik ve kalkınmasızlık politikası teşvikidir. Türkiye’ye böyle bir teşvik oluşturan AKP’yi kınamak lazım” dedi.
NE ŞAHSİ NE DE SİYASİ BİR ÇIKAR DURUMUM SÖZ KONUSU DEĞİL
Oran açıklamasının sonunda şahsi hiçbir çıkar gözetmeden sadece Bolu’nun geleceğini düşündüğünü söyleyerek, “Bolu’nun menfaatleri için, ne şahsi ne de siyasi bir çıkar durumum söz konusu. Ben bu durumda oluşacak, hukuk mücadelesinde sonuna kadar destek olurum. Ben Bolu için, Bolu insanı için bir tarafım. Bu konuda yapılacak çalışmada elimdeki tüm bilgileri, tüm bildiğim tecrübelerimi sunmak görevimdir” diyerek, açıklamasına son verdi.

Print Friendly, PDF & Email